
Pankreas kanseri modern tıbbın çaresiz kaldığı ender durumlardan biridir. Çeşitli tipleri olsa da en sık olanı kanal epitelinden köken alan kanserleridir. Erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre 2 kattır. Ülkemizde sindirim sistemi kanserlerine baktığımızda en sık görüleni mide, sonra kalın barsak ve 3. sırada pankreas kanserleri gelmektedir. Pankreas kanseri 40 yaşının altında çok nadirdir. Genellikle 65 yaş civarında görülmektedir. Görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle beraber son yıllarda görülme sıklığı 2-3 kat artmıştır. Ülkemizde yıllık hasta sayısı net olarak bilinmezken ABD’de yıllık hasta sayısı 27.000 dir. Basit bir hesaplama yapılırsa ülkemizdeki yıllık hasta sayısı 5.000 civarı olarak hesaplanabilir. Pankreas kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Ailesel yatkınlık konusunda henüz veri yoktur. Yatkınlığı arttıran riskler arasında sigara, bira, safra taşları, hayvansal yağlar, az meyve-sebze tüketimi, diyabet, kronik pankreatit ve bazı mide ameliyatları sayılabilir. Hastaların belirttiği en sık şikayetler; karın ağrısı, bulantı, iştahsızlık, zayıflama, halsizlik ve sarılıktır. Bu şikayetler çok nonspesifik olduğu içinde hastalığa teşhis maalesef 3-4 ay gecikir ve tedavi şansı azalır. Tüm kanserler için kullanılan ve kanda bakılan tümör belirteçleri vardır. Bu yaklaşım bazı kanserlerin erken yakalanmasında yardımcı olabilir. Örneğin prostat, testis, karaciğer gibi. Maalesef pankreas kanserinde sağlıklı insanlar için kullanılabilecek böyle bir tarama testi henüz yoktur. Pankreas kanseri tanısında en sık kullanılan tümör belirteçi CA 19-9 dur. Ama bu testin bile % 30’ lar civarında yalancı olarak yüksek çıkabileceği unutulmamalıdır. Herhalde en iyisi kişinin kendini alarm belirtileri açısından iyi izlemesi ve belli yaştan sonra da makul aralıklarla check-up yaptırmasıdır.