
Polipler, kalın barsağın iç yüzeyini döşeyen mukozal tabakadan köken alan, barsağın içine doğru büyüyen oluşumlardır. Bunların bazıları sapsızdır, bazıları da bir sap ile barsak duvarına tutunurlar. Polipler erişkinlerde çok yaygın olarak ( %30-50 ) bulunurlar. Kesin olarak niçin ve nasıl oluştukları günümüzde açıklığa kavuşmamış olsa da posadan fakir, yağlı, kırmızı et ağırlıklı beslenmenin, sigara tüketiminin ve obezitenin polip oluşumunu arttırdığı bilinmektedir.
Adenom adı verilen bazı polip türlerinin, hiperplastik veya enflamatuar olarak tanımlanan diğer polip türlerinden farklı olarak kansere dönüşme riski vardır. Ancak poliplerin hepsi kanser olmaz, ve kansere dönüşüm için uzun yıllar geçmesi gerekir. Bu süre içinde polipler güvenli bir şekilde tamamen çıkarılabilirler.
Kalın barsakta kanser 40 yaş öncesinde çok nadiren görülür, küçük bir polipin kansere dönüşmesi için gerekli olan sürenin de yaklaşık 10 yıl olduğu dikkate alınarak, başka bir risk faktörü bulunmayan sağlıklı erişkinlerde kolon kanseri taraması 50 yaşında başlatılmalıdır. Polipi veya kolon kanseri olan hastaların birinci derece akrabalarında da bunların görülme olasılığı normal topluma göre artmış olduğundan, özellikle de kanser erken yaşta ortaya çıkmışsa, ailede birden fazla bireyde kolon kanseri öyküsü varsa, barsakta çok sayıda polip saptanmışsa, birinci derece akrabaların mutlaka taramadan geçirilmesi gerekir. Bu kişilerde kolorektal kanser taraması, kanser tanısı alan kişinin tanıyı aldığı yaştan 10 yıl önce başlatılmalıdır. İkinci ve üçüncü dereceden akrabalarında kolorektal kanser öyküsü olanlar risk açısından normal toplumdakiler gibi kabul edilirler ve tarama ortalama riskli gruba önerildiği gibi 50 yaşında başlar.
Polipler çoğunlukla kişide herhangi bir belirti vermez. Kolonoskopi veya diğer radyolojik incelemelerde rastlantısal olarak bulunurlar. Dışkıda gizli kan incelemesi, önemli bir tarama testi olarak kullanılıyor olsa da testin negatif olması barsakta polip olmadığını göstermez. Nadiren makattan kanama, kanlı dışkılama, kansızlık; kabızlık veya ishal şeklinde barsak alışkanlığında değişiklik ile semptom oluşturabilirler.
Bir kişide polip bulunduğunda nasıl bir yaklaşımda bulunulacağını polipin boyu, sayısı, tipi, ve kolonda bulunduğu konum belirler. Adenomu olanlar ileri yıllarda yeni adenomların gelişmesi açısından risk altındadır ve yakın takibe alınmalıdır. Takip açısından günümüzde en iyi yöntem hala geleneksel kolonoskopidir. Kolonoskopi sırasında görülen polipler aynı seansta endoskopik olarak çıkarılabilirler. Bu işleme polipektomi adı verilir. Kolaylıkla uygulanabilen polipektomi işlemi, barsak mukozası ağrıya duyarlı olmadığından acı veren bir işlem değildir. Polipektomi oldukça güvenilir bir yöntemdir. Kanama veya barsak delinmesi gibi komplikasyonlar çok nadir görülür.